Monster Aryond A32 V2 oyuncu monitörü inceleme

Son günlerde oyun oynamaktan başımı kaldıramadığımı fark ettim, tonla iş birikti ama yok, o eve girdiği günden beri gözümü ekrandan ayıramıyorum. Kendime kendime sordum sonrasında? Kardeşim sen bunca zaman nerelerdeydin, neden senle daha önce tanışmadık, ben bilgisayarda keyifle oyun oynadığımı sanıyordum, ta ki bu dev monitörle tanışana kadar. İşte karşınızda 32 inç Monster Aryond A32 V2 oyuncu monitörü… – DEVAMI …


Evet biraz latife yapıyorum affınıza sığınarak. Sahi Aryond markasını duydunuz mu? Eminim Monster mağazasına girdiğinizde ya da eşte dosta kullanan biri vardır. Ben de geçtiğimiz haftalarda ürün inceleme için bana gönderildiğinde kendisiyle tanışma fırsatım oldu. Oyun oynarken sağlam bir kasa, iyi bir klavye ve hatta oyuncu mouse’u ve kulaklık alıp kullanmışımdır ama nedense bugüne kadar monitör üzerinde çok durmamışım onu fark ettim. Aryond o yüzden tam zamanında geldi diyebilirim.

Arkadaşlar az önce söylediğim gibi bu monitörü yaklaşık iki haftadır kullanıyorum. Bir oyuncu için bu monitör ne ifade ediyor, hangi özellikleri öne çıkıyor, her şeyini konuşacağız. Hadi başlıyoruz!

Kutu içeriği

Önce kutu içeriğiyle başlayalım. Kutu epey ağır ve büyükçe. Aslında ince bir ekran, ama ekranın zarar görmemesi için tabi iyice sarıp sarmalamışlar haklı olarak. Hatta öyle güzel paketlemişler ki testi bittiğinde, bu monitörü tekrar kutusuna nasıl koyup güzelce paketleyeceğimi kara kara düşünüyorum gerçekten.

Kutusunda gerekli olan her şey var. Kitapçıklar bir tarafa HDMI ve Display Port kabloları çıkıyor.

Kurulum

Şimdi büyükçe bir kutudan bu monitörü çıkarınca monte etmesidir, şudur budur, biraz kurulumu zor gibi görünüyor olabilir. Ama inanın ilgisi yok. Kurulum çok basit. İki parçalı bir kurulum var. İlk olarak ana ayağı monitöre yerleştiriyorsunuz. Ve altta görmüş olduğunuz bu sivri ayakları monitöre yerleştiriyorsunuz. Üç farklı vidası var. Bu da kutu içeriğinde minik bir pakete konmuş, o yüzden kutu içeriğini boşaltırken aman dikkat edin, gözden kaçmasın, yanlışlıkla çöpe gitmesin.

Yani kurulum en fazla birkaç dakikanızı alıyor, o kadar.

Kim hangi modeli tercih etmeli?

Kurulum işlemi bittikten sonra monitör tak çalıştır mantığıyla çalışıyor. Bu 31.5 inçlik bir Curve yani kavisli ekran. Daha önce bu büyüklükte bir monitör kullanmadım, o yüzden benim yaşadığım geçiş çok daha büyük olacak. Bu arada ille de 32’lik modeli almak durumunda değilsiniz. Monster ayrıca Aryond’un 24 ve 27 inç’lik modellerini de satıyor. O modellerin de ekran tazelemenizi 180 Hz. Tabii haklı olarak şu soru akla geliyor: Hangi inç kime göre?

Bu kararı siz vereceksiniz arkadaşlar. Bilgisayarınızı nasıl kullanıyorsanız, kullanım senaryonuza bağlı olarak ve tabii ki bütçenizle de orantılı en doğru monitör modelini seçmeniz gerekiyor.

Öncelikle Monster’ın web sitesine girelim ve Aryond araması yapalım. Bakın üç monitörü de listeledi. Özelliklerine şöyle bir bakıyoruz, fiyatlar da hemen altında. Tüm modeller 180 Hz. Yani 6 bin lira verip alacağınız 24 inç’lik modelde de 11 bin lira ödeyip alabileceğiniz A32 modelinde de  180 Hz var. Fiyat farkı daha çok 24 inç ve 32 inç’lik modeller arasında. Mesela 10 bin lira verip 27 inç’lik modeli almak yerine 1000 lira daha fazla ödeyip 32 inç’lik modeli almak daha mantıklı gelebilir. Ama burada da monitörü nasıl kullandığınız sorusuna yanıt bulmamız gerek.

Ben 32’yi tercih ettim ve onu test ediyorum. Neden 32 derseniz, monitöre çok yakın durmam gerekmiyor, monitör ile arasında mesafe koyanlardanım.  Dibine girmiyorum monitörün yani, bu açıdan bakınca 27 inç bile sizi pek kurtarmayabilir.

Başka bir örnek vereyim. Mesela e-spor ile aranız iyi ve sıkı bir oyuncusunuz. 24 inçlik monitöre çok daha rahat hakim olabilirsiniz ve direkt olarak oyuna yoğunlaşmanız çok daha kolay. E-sporcuların pek çoğunun göz hizasında olan, daha küçük ekranları tercih etmeleri de tam olarak bundan kaynaklanıyor.

Eğer ekran kartınız yeterliyse bir de buna uygun bir işlemci kullanıyorsanız 24 inç’te 180 FPS ve hatta daha fazlasını alabilirsiniz. Yani o açıdan 24, 27 veya 32 arasında bir fark yok. Ancak buradaki esas olay aslında alan hakimiyeti. 24 inç monitörleri alanlar bu monitörün dibine girerek oynuyor. Böylece oyuna daha fazla ve rahatça hakim oluyor. Ama oyun bittiğinde ne oluyor derseniz, işte o zaman bu monitörler genelde ikinci bir monitör olarak kullanılıyor. Ana monitör olarak pek tercih edilmiyor. 27 ve 32 inç’te ise durum böyle değil. Çünkü eğer bu büyüklükte bir monitör tercih ediyorsanız, oyundan sonra da o monitörü kullanmaya devam edeceğiniz belli. İş için olabilir, bir şeyler izlemek için olabilir, önemli değil. Yani araya mesafe koymanız gerekiyor. 24 inç’e dibine girmezseniz, uzaktan gerçekten de ufak görünüyor. Ama 27 ve 32’de araya mesafe koyabilme şansınız var ve daha rahat izliyorsunuz.

Tüm bunları anlatıyorum, çünkü hangi modelin en uygun olduğunu belirlemezseniz mutsuz olursunuz. O yüzden en başta ihtiyacımızı doğru tespit etmek şart. Kendimden örnek vereyim: Hem oyun oynayıp hem dizi ve film izlemeyi tercih ediyorum ve başka bir monitör de istemiyorum, o zaman 32 inç beni kurtarıyor. Bu kadar.

Tasarım

Teknik özelliklerine geçmeden önce tasarım tarafındaki detaylara bakalım. Monitörümüz yaklaşık 6.5 kilogram ağırlığında. Şimdi şunu sorabilirsiniz, ağırlığın bir önemi var mı, yanımızda mı taşıyacağız sanki diye. Ağırlığın şöyle bir önemi var: Bazı ekranların monitör kolu oluyor. Ben mesela ayakları olmadan kullanmayı seviyorum diyorsanız bu bir seçenek. Çünkü kol sayesinde masanızda daha fazla alan açılıyor ve rahat hareket edebiliyorsunuz. Eğer öyle bir kullanımı düşünüyorsanız 6,5 kilogramlık ağırlık gayet iyi.

Burada dikkat edeceğimiz nokta bazı kolların 5 kilograma kadar ağırlığı destekleyebiliyor olması. Yani bu aldığınız kola göre değişiyor. O yüzden 10-15 kilogram ağırlığı sırtlayabilen kolları tercih ederseniz daha iyi olabilir.

Arka tarafta bir bölme var, buradan kabloları geçirip karışıklığı kısmen önleyebiliyoruz. Biraz daha monitörün üst kısmına baktığımızda RGB aydınlatmayı görüyoruz. Bu aydınlatma tamamen süs, yani odayı aydınlatacak kadar güçlü bir ışık yaymıyor, zaten böyle bir şey olsun istemezdim de, ekrana odaklanırken dikkatimi dağıtırdı. Estetik duruyor, monitöre arkadan baktığınızda hoş görünüyor. Aksi halde bu RGB bölmeyi hiç görmüyorsunuz zaten.

Ayrıca isterseniz monitör üzerinden bu RGB aydınlatmayı kişiselleştirebilme şansınız da var. Ancak açıkçası hiç gerek duymadım, ilk hali gayet iyi ve yeterli benim için.

Monster logosunu monitörün önünde değil, arka yüzünde görüyoruz. Önde Aryond vurgusu var ve Monster burada alt markasını öne çıkarmayı tercih etmiş.

Monitörün sağ alt köşesinde bir joystick yani kumanda kolu var. Buradan monitörle ilgili ince ayarları yapabilirsiniz. Çok ince ayar yapmanız gerekirse bunun için size fazlasıyla seçenek sunulduğunu söyleyebilirim.

Portlara da bakalım. İki adet HDMI girişimiz ve iki adet de DisplayPort 1.4 girişimiz bulunuyor. Port sayısından kısılmaması yerinde bir karar olmuş. Ben nasıl kullanırdım onu söyleyeyim: HDMI 2.1’i konsol için ayırırdım. Konsollarda çünkü zaten DisplayPort yok, malum. Bilgisayarınızı DisplayPort’tan bağlarsınız. İşte bu kadar.

Monitörün üzerinde ayrıca bir adet kulaklık girişi de var. Ayrıca cihazın üzerinde bir de USB portu var. Ama sandığınız gibi bir görevi yok. Servis portu deniyor, portun üzerinde de özellikle belirtilmiş. Firmware güncellemeleri için ayrılan bir port, bizlik değil yani.

Ayrıca iki adet de 2 wattlık bir hoparlör çıkışı var. Çok ihtiyaç duymadım açıkçası, zaten kendi kullandığınız iyi bir hoparlör sistemi varsa kapalı da tutabilirsiniz.

Son olarak monitörün bize sunduğu esnekliğe bakalım. Sonuçta masada sabit duracak olsa da, zaman zaman sağa sola, yukarı aşağı çevirmemiz gerekiyor. Bu Aryond modeli bu açıdan gayet iyi. Pivot bir monitör değil, yani dikine çevirip kullanamazsınız, bunun için farklı modellere gözatmanız lazım yeri gelmişken söyleyeyim.

Bu monitörü 9 cm yukarıya ve aşağıya doğru hareket ettirebilirsiniz. Yani asansör sistemi ile kendi göz hizanıza göre bunu ayarlayabilirsiniz. 20 derece öne ve arkaya doğru da hareket alanı var. Ve 30 derece sağa sola da hareket edebiliyor.

Yani monitörü masaya koyduğunuzda iş bitmiyor, önce kendiniz için en konforlu açıya monitörü oturmanız şart, sonra da keyifle kullanmaya başlayabilirsiniz.

Teknik özellikler

Bu Aryond modeli VA panel kullanıyor. 2560×1440 piksel çözünürlük sağlıyor ve 180 Hz yenileme hızı var. Eğer 180 Hz’i göremiyorsanız sisteminizin bunu desteklemediğini de düşünebilirsiniz. Yani monitörünüzün 180 Hz’i desteklemesi tek başına bir şey ifade etmiyor, sisteminizin de bunu desteklemesi gerekli.

Bu bir curve panel. Yani şöyle kucak açan bir monitör. Curve panellerde bugüne kadar oyuncu monitörlerinde hep VA gördük. Peki IPS curve olamaz mı? Olur niye olmasın. Ama genellikle pek görmeyiz ve genel kullanımda VA panelle karşılaşırız.

Ekran parlamaz yapıda, yani ışığı yansıtmıyor. Bu önemli, ama zaten olması gereken bir özellik bu. Beraberinde 300 nit parlaklık seviyesi sunuluyor. Bu da monitörlerde görmeye alıştığımız bir değer. 3500 kontrast değeri ve 1 ms tepki süresi de öne çıkan bir başka nokta. Bu da VA panelin nimetlerinden. Bu kontrast oranı gayet iyi. Bir OLED performansı tabii ki beklemeyin, ancak IPS panelde gördüğümüz o açık renk siyah gibi de düşünmeyin, siyaha oldukça yakın bir seviye elde edebiliyoruz.

Monitör 300 nit parlaklık seviyesine ulaşabiliyorsa o kadardır, 1000 nite falan çıkmasını beklemeyin. 1000 nit monitörün mantığını da anlatayım hatta yeri gelmişken: Tam ekranda 1000 nit olmuyor mesela. Sadece belli noktalarda, daha doğrusu küçük pencerelerde 1000 nite çıkabiliyor.

HDR desteğinin olduğunu söylemiştim. Bu kullandığım Aryond modeli dahil yeni nesil monitörlerde HDR açıldığında HDR içeriklerde bozulma olmuyor. Eski monitörleri unutun yani. HDR içerik izleyebilirsiniz ya da oyun oynarken HDR’ı açabilirsiniz. HDR genelde açık bende, tek gereksiz olduğu an Windows başındayken oluyor. O zaman kapalı tutuyorum. Pratikte bir faydasını görmediğim için bunu yapıyorum. Ama oyun oynarken, hele hele aksiyonu bol bir oyun tercih ettiğinizde HDR modunun farkını fazlasıyla görüyorsunuz. Ama bu farkı elbette doğrudan bu şekilde size gösteremiyorum, ama kullandığınızla o farkı hissetmeme şansınız yok.

Bu monitörde 16.7 milyon renk desteği var, sRGB’nin %122’sine kadar çıkabiliyor. HDR10 desteği ile geliyor ve beraberinde VESA uyumlu olduğu da söylenebilir. Ayrıca FreeSync, G-Sync uyumlu ve Anti-flicker ve mavi ışık filtresi gibi özellikler de var, zaten artık olmazsa olmaz özellikler bunlar.

Sonuç

Monster’ın bu Aryond modeliyle ilgili anlatacaklarım bu kadar. Fiyatları tekrar paylaşıyorum, bu videoyu çektiğim sırada 24, 27 ve 31.5 inç’lik modellerin fiyatları bu şekildeydi. Bence hiç fena değil. Monitör büyüklüğü daha önce de belirttiğim gibi tamamen size kalmış, nasıl kullanacağınızla alakalı bir konu. Bu arada 2 yıl garantiyle satılıyor, atlamadan onu da söyleyeyim.

Umarım anlattıklarım faydalı olmuştur, aklınıza takılan bir şey varsa lütfen sormaktan çekinmeyin, yorum bırakın.


İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.