Merhaba herkese, ben Selim Öztürk. Yeni bir incelemeyle daha karşınızdayım. Bu yayında notebook sektörüne giren yeni bir oyuncuya yakından bakacağız. Gerek tasarımı, gerek donanım bileşenleriyle Lenovo Yoga Pro 9i; hem zarif, hem konforlu hem de güçlü bir çözüm. Şimdi sözü çok uzatmadan gelin, Lenovo’nun bu yeni ürününe yakından bakalım.
Piyasada bulabileceğiniz pek çok farklı dizüstü bilgisayar modeli var, ancak hedef kitleleri elbette birbirinden farklı. Eğer siz de şu sıra bir laptop arayışındaysanız öncelikle bu laptopu ne için aldığınız çok önemli. Bir oyuncu dizüstü bilgisayarı arıyorsanız ya da sıkı bir içerik üreticisi ve profesyonel olarak iş hayatınıza en pratik ve verimli dokunuşu yapmanın peşindeyseniz size önereceğim çözümler de farklı olur. İşte Yoga Pro 9i de aslında hedef kitlesi olarak daha çok tasarım programları kullanan ve içerik geliştirici olan profesyonellere yönelik bir çözüm. Donanım özelliklerine bakıldığında gelişmiş bir oyuncu dizüstü bilgisayarı gibi düşünebilirsiniz, ancak Lenovo’nun bu üründeki hedef kitlesi oyuncular değil. Zaten oyunculara yönelik Lenovo’nun gelişmiş pek çok çözümü de var ve kullanıcıların ihtiyacını fazlasıyla karşılıyor.
Intel EVO™ platformunu kullanan ve pek çok zorlu şartı sağlayan Lenovo Yoga Pro 9i, Intel® Core™ i9 işlemcili Intel® Evo™ platformu ile geliyor ve çoklu görevlerin üstesinden rahatça gelen bu güçlü işlemci ile birlikte Evo’nun getirdiği pek çok avantajı da tek çatı altında topluyor. İçerik üreticilerine hız kazandıran bu yeni nesil Intel işlemci tasarıma sekiz adede kadar ekstra efficient-core çekirdeği ekleyerek, performansı yepyeni bir seviyeye çıkartıyor. Bu geliştirilmiş tasarım ışık hızında içerik oluşturmaya ve çoklu görev yürütmeye olanak tanıyor. Ayrıca CPU’nun çekirdek kullanımı en iyi performansa göre akıllı bir şekilde optimize edebiliyor olması da bir başka önemli nokta.
Intel Turbo Boost Max 3.0 Teknolojisi’ni de atlamayalım. Bu teknoloji, işlemcinizin en hızlı çekirdeklerini belirlerken en kritik iş yüklerinizi buraya yönlendirilerek düşük iş parçacıklı performansı optimize ediyor. Bu da haliyle voltajı yükseltmeden performans artışını mümkün kılıyor.
Standart Wi-Fi ile karşılaştırıldığında neredeyse 3 kat daha hızlı bağlantı sunan Intel Wi-Fi 6E de gerçekten de önemli bir adım. Yeni standardın en dikkat çeken özelliği, 6 GHz spektrum bandını kullanıyor olması. Bu hızda çalışabilen Wi-Fi 6E cihazları, kanal sayısı ve kanal genişliğindeki artış sayesinde verileri daha hızlı ve güvenilir bir şekilde iletebiliyor. Ayrıca Wi-fi 6E icerisindeki yapay zeka destekli trafik yönlendirici sayesinde aynı anda daha çok cihazın aynı performans ile o ağa bağlanmasına imkan veriyor. Böylece kalabalık ortamlarda cok sayida kişinin bağlandığı yerlerde aynı performansı daha cok kişiyle almamız mümkün oluyor.
13. Nesil yeni Intel Core işlemciler Thunderbolt 4 teknolojisinin gücünü de kullanıcıların parmaklarına taşıyor. 40 Gb/sn çift yönlü bant genişliği sunan Thunderbolt 4 teknolojisi kullanıcılara büyük bir esneklik kazandırıyor. Bağlanan cihazlara güç aktarımı, veri transferi, harici monitörlere görüntü aktarımı noktasında büyük bir avantaj sağlıyor. Veri transferi, diğer bağlantı seçeneklerine göre daha hızlı olduğundan dolayı görüntü aktarımı gibi işlemlerde çok daha iyi bir kalite ve performans alınabiliyor.
Bluetooth 5.2 teknolojisiyle birlikte 13. Nesil Intel Core işlemciler PCIe 5.0 ile çıtayı bir üst seviyeye çıkarıyor. PCIe 4.0’a kıyasla bant genişliğini iki katına çıkarıyor ve bu da laptopunuzu yeni nesil SSD ve GPU’lar için hazır hale getiriyor.
Yoga Pro 9i’nin üst ve alt kısmı alüminyumdan yapılmış. Bakıldığında gayet zarif bir görünümü var ve tutuşu kolaylaştıran oval hatları da dikkat çekici. 17,9 mm inceliğinde ve yaklaşık 2,06 kg ağırlığında bir laptop kullanıyoruz. Açıkçası pek hafif diyemem, ancak çok fazla seyahat etmeyi planlamıyorsanız ve her türlü görevi yerine getirebilecek ve fiyatını karşılayabilecek bir bilgisayara ihtiyacınız varsa Yoga Pro 9i güzel bir kombinasyon sunuyor.
Dizüstü bilgisayarlar arasında seçim yaparken genellikle boyut, performans ve ağırlık arasında karar vermeniz gerekiyor. Daha hafif bilgisayarlar daha az güçlü özelliklere sahipken ağır bilgisayarlar daha fazla performans sunuyor. Ancak bu durum da zaman geçtikçe değişiyor. Artık ince ve hafif bir bilgisayar iyi performans sunabiliyor. Elbette bu tip ürünler hala medya düzenleme veya oyunlar gibi zorlu görevlerin üstesinden gelemiyor, sadece normal günlük kullanım için ihtiyacı karşılıyor. İşte tam bu noktada Lenovo, Yoga Pro 9i’de bu dengeyi biraz değiştiriyor: Paket nispeten kompakt ve ağır olsa da, performans gelişmiş bilgisayarlarla yarışıyor.
Yoga serisinin bu modeli çok ince değil, ancak tasarım genel olarak güzel ve daha büyük dizüstü bilgisayarlar gibi hantal da değil. Klavyeyi kullanmak oldukça rahat. Tuş mesafesi optimum düzeyde ve yumuşak dokunuşlarla uzun saatler sorunsuz bir şekilde çalışabiliyorsunuz. Klavyenin arkadan aydınlatması da var ve ışığın yetersiz olduğu anlarda da çalışmanız böylece sekteye uğramıyor.
Diğer Yoga modellerinden farklı olarak bu cihazın ekranını 180 derece açabiliyoruz ve daha fazla ekranı çeviremiyorsunuz. Ama bu bir eksiklik değil. Açıkçası bu ürünü kullanırken böyle bir esnekliğe de ihtiyaç duymuyorsunuz ve 180 derece pek çok açıdan yeterli diyebilirim.
Yeni Yoga, Intel’in 13. Nesil Core i9-H serisi işlemcisinden gücünü alıyor. Bu işlemci ile birlikte 64 GB RAM ve 1 TB’lık depolama alanı sunuluyor. İşlemciyle birlikte gelen Intel Iris Xe tümleşik grafik yongası ile birlikte Nvidia’nın GeForce RTX 4070 ekran kartı da cihazın seviyesini yukarı çekiyor.
Tüm bu özelliklerin bir arada sunulmasıyla pek çok görevin üstesinden çok hızlı bir şekilde gelebilen gelişmiş bir laptop, yani Yoga Pro 9i ortaya çıkıyor. Bilgisayarı kullandıkça ne kadar hızlı olduğunu görüp keyif alabilirsiniz. Yazılımlar hızlı yüklenirken, pencereler arasındaki geçiş de son derece hızlı ve takılmayı bırakın, anlık gecikme bile hiç yaşamadım. Elbette bu cihaza oyun da indirip deneyimleyebilirsiniz. Ancak bu cihazın asıl işi oyun laptopu olmak değil, videomun başında da belirttiğim gibi amaç profesyonellere yönelik araçlarda kullanıcılara hız kazandırmak ve zamanlarını daha verimli kullanmasını sağlamak.
Gelelim ekrana. Profesyonellere yönelik bir bilgisayar ürettiğinizi iddia ediyorsanız sadece işlemci ve ekran kartına değil, elbette ekranın da bu doğrultuda gelişmiş özelliklerle gelmesi kaçınılmaz. Lenovo, kendinden beklendiği gibi ekran tarafında da gayet iyi iş çıkarıyor. Ekran dokunmatik bir yapıda ve görüntü gerçekten mükemmel. Bu kez diğer premium bilgisayarlarda olduğu gibi OLED değil, Mini LED tercih edilmiş. Ki bu ekranların birkaç yıl içinde OLED’in dahi pabucunu dama atabileceğini belirtmek lazım. MiniLED sayesinde maksimum parlaklık çok güçlü seviyede. 1200 nit parlaklık seviyesi sayesinde tam güneş ışığında bile çalışmakta dahi sorun yaşamıyorsunuz. Netliğin ötesinde, ekran hem oldukça renkli,hem de canlı ve akıcı. Ayrıca yine MiniLED ekran teknolojisi, geliştirici ve profesyonellerin ihtiyaç duyduğu en doğru renkler için derin kontrast sağlıyor ve daha verimli bir şekilde çalışmaları mümkün oluyor.
165 Hz ekran yenileme hızı ile oldukça akıcı bir ekran deneyimi söz knusu. 16 inç büyüklüğünde bir ekranla geldiğinden 3.2K çözünürlük sağlıyor. 0,2 ms ekran tepkime süresi ile birlikte yüzde 100 DCI-P3 renk gamı ile geliyor. DCI-P3 gibi geniş bir renk gamı, video düzenleme ve renk derecelendirme işlemi sırasında oynamanız için size daha geniş bir renk yelpazesi sunuyor.
DCI-P3 çok daha geniş bir renk yelpazesi ve daha fazla yeşil, kırmızı ve sarı tonu görüntüleyebilir. Ayrıca 8 bit renk derinliğinde tanımlı, bu da onu çevrimiçi veya TV yayınları için ideal hale getiriyor. Ana işiniz video prodüksiyonu ve film montajı ise en az %95 DCI-P3 renk uzayını destekleyen bir ekran şart. DCI-P3, kanal ne olursa olsun renk tutarlılığı sağlıyor. İster bir renk uzmanı ister deneyimli bir video montajcısı olun, daha fazla renk kapsamı için en az %95 DCI-P3 renk uzayına ve daha hassas renk üretimi ve aslına uygunluk için Delta E<2 doğruluk toleransına sahip bir ekrana ihtiyaç var. İşte tam bu noktada Yoga Pro 9i bu şartları fazlasıyla sağlıyor.
Yoga Pro 9i aynı zamanda Dolby Vision desteğine sahip. Dolby Vision, geniş bir renk gamı kullanarak canlı ve gerçekçi renkleri ekrana getirir. Bu teknoloji, daha fazla renk tonunu desteklerken, daha doğal bir görüntü sağlıyor. Ayrıca daha fazla ayrıntı ve derinlik sunarak da görsel olarak etkileyici bir deneyim vaadediyor.
Ekranla ilgili bir başka önemli nokta da TUV Hardware Low Blue Light sertifikasına sahip olması. Ekrandan yayılan zararlı mavi ışık büyük bir sorun ve uyku kalitesini bozacak kadar etkili olabiliyor. Zararlı mavi ışığı azaltan bir teknolojiyle gelmesi sayesinde çalışırken gözleriniz bu zararlı ışıktan olumsuz etkilenmiyor ve daha sağlıklı bir şekilde bilgisayarınızı kullanabiliyorsunuz.
Lenovo PureSight Pro işte bu saydığım özellikleri tek çatı altında topluyor. Lenovo’nun en kaliteli ekranlarında bu etiketi görebilmek mümkün. Bir Lenovo laptopta PureSight Pro etiketini görüyorsanız üst düzey özelliklere sahip bir sistem aldığınızdan emin olabilirsiniz.
Gelelim Yoga Pro 9i’nin batarya ömrüne. Pil teorik olarak 8 saat çok rahat dayanıyor, ancak bu süre elbette bilgisayarı kullanacağınız görevlere ve ekranın parlaklık seviyesine bağlı olarak da değişebilir. Yoga Pro 9i, pili 15-20 dakika içinde %5’ten %30’a şarj eden 140 watt’lık hızlı bir şarj cihazıyla birlikte geliyor ve bu şekilde de iki ila üç saat çalışabilirsiniz. Yüzde 50 batarya doluluğuna ulaşmak için yaklaşık 30 dakika şarj etmek gerekiyor ve pili tamamen doldurmak için bir buçuk saate ihtiyaç var.
Yoga Pro 9i, beraberinde 5 MP çözünürlüğünde görüntü alabilen bir kamerayla geliyor. Toplantılara katılırken ya da bir şekilde görüntülü görüşme yaparken iş görüyor. Ayrıca kullanıcıların gizliliği noktasında da önemli bir nokta var. Bilgisayarın sağ kısmında bulunan kamera kilidi ile webcam’i tamamen kapatıp açabiliyoruz. Böylece kameraya bant çekme gibi zorlama yollara başvurmamıza gerek kalmıyor.
Güvenlik noktasında beğendiğim bir başka özellik de bilgisayar başında bir süre olmadığınızda cihazın kendini otomatik olarak kilitlemesi. “Sıfır dokunma ile kilitleme” ismini taşıyan bu özellik ile bilgisayarı kilitlemeden uzaklaştığınızda sizin yerinize koruma devreye giriyor.
Lenovo Vantage yazılımı kurulu olarak geliyor ve pek çok ince ayarı bu yazılım üzerinden yapabiliyorsunuz. Donanım durumunu anlık olarak görüntüleyebildiğiniz gibi, gelişmiş ayarlar sekmesine girerek çok daha fazlasına ulaşabiliyorsunuz. X-Power ayarı altında GPU hız aşırtma yapabileceğiniz gibi akıllı gürültü engelleme dahil kullanım senaryonuza göre aradığınız birçok şeye bu yazılımdan erişebilmek mümkün.
Intel Evo platformunu kullanan Lenovo Yoga Pro 9i, tasarımından donanım bileşenlerine pek çok açıdan kullanıcıların ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayan bir çözüm olmuş. Özellikle de çizer, mimar, içerik üretici dahil profesyonellerin kısa sürede eli ayağı olacak bir ürün.
İlk yorum yapan olun